Sindirella
Evvel zaman içinde, kalbur zaman içinde, develer tellal iken pireler berber iken uzak diyarların birinde Sindirella adlı bir kız, üvey annesi ve şımarık kardeşi ile yaşarmış.
Üvey annesi Sindirella’yı sevmediği için ona kötü elbiseler giydirir, evini temizletirmiş. 
Bir gün yaşadıkları yerde bir duyuru okunmuş. Diyarın hükümdarının oğlu evlenmek istemekte, evleneceği kızı seçmek için bir balo düzenlemekteymiş.
Sindirella’nın üvey annesi ve kızı baloya gitmeye karar vermişler; ancak Sindirella’nın gitmesine izin vermemişler.
Sindirella üzüntü içinde beklerken birden uçan bir teyze gelmiş ve ona güzel elbiseler ve bal kabağından bir araba vereceğini; bunlarla baloya gideceğini söylemiş. Fakat yaşlı teyze Sindirella’ya bütün bunların gece 12’ye kadar süreceğini, gece 12’den sonra arabanın bal kabağına , elbiselerinin ise hizmetçi elbisesine tekrardan dönüşeceğini söylemiş.
Sindirella baloya gitmiş. Prens onu görünce aşık olmuş ve 12’ye kadar dans etmiş ve birbirlerine aşık olmuşlar. Sindirella gece 12’ye az kaldığını fark edince bir anda ondan kaçmış. Fakat kaçarken de ayakkabısını düşürmüş. Evine geldiğinde saat gece 12 olmuş. Araba balkabağına ve kendisi yeniden hizmetçi haline geri dönmüş.
Hükümdarın oğlu Sindirella’nın ayakkabısını bulmuş. Ayakkabının sahibini bulmak için tüm yardımcılarına ülkedeki tüm bekar bayanlara bu ayakkabıyı deneteceklerini buyurmuş. Sonra dolaşa dolaşa Sindirella’nın evine gelmişler. Hükümdarın oğlu ayakkabıyı önce Sindirella’nın kız kardeşlerine denetmiş olmamış.
Sonra da Sindirella’ya ayakkabıyı denetmiş. Ayakkabı, Sindirella’nın ayağına cuk diye oturmuş.
Tabi, Sindirella’nın üvey annesi ve üvey kardeşleri şok…
Prens ve Sindirella birbirlerine kavuştukları için çok mutlu olmuşlar. Ve hemen evlenmişler
Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine.