Zaman – Newton ve Einstein Yaklaşımı
Doctor Who dizisinden bir replik.
Göreceli Zaman Kavramının Şematik Gösterimi: Farklı renklerle gösterilmiş uzay (x harfleri) – zaman (ct-ekseni) grafiği üzerinde; B ve A olayları aynı anda oluşmaktadır. Ancak mavi eksenler üzerindeki bir gözlemciye göre B olayı A’dan önce, kırmızı çizgi üzerinde ise A’dan sonra gözükmektedir.
Bu yazımızda ‘Zaman’ kavramını bilimsel olarak inceleyeceğiz. Açıkcası, kaç gündür zaman ile ilgili geniş kapsamlı bir tanım yapmaya çalışıyorum; ama söylenecek o kadar çok şey var ki söze nasıl başlayacağımı bilmiyor durumdayım. Dolayısıyla bilgi paylaşanların bilge arkadaşı ‘wiki’ deki zaman tanımını alıntılıyorum:
Dünya üzerindeki cisimlerin ya da gezegenlerin harekeleri, makine gücü, kimyasal tepkimeler gibi hep zaman içerir. Zaman; uzunluk, kütle ve elektrik yükünden sonra dördüncü temel boyut -ağırlık, hız, ivme, elektrik akımı gibi bütün fiziksel terimleri bu temel boyutlarla tanımlayabilirsiniz- ayrıca uzay koordinatlarındaki (örneğin; iki, üç ya da polar koordinat sistemi) ek koordinat boyutudur.
Zaman sistematik olarak ikiye ayrılır: Saat ve takvim. Saat 1 günden az takvim ise 1 günden fazla zamanı ölçmek için kullanılır. Uluslararası standardlara göre saniye; sezyum atomunun iki farklı elektron konfigürasyonu arasında geçişinde oluşan 9.192.631.770 radyasyon döngüsünün süresidir. 1 dakika 60 saniye, 1 saat 60 dakika yani 3600 saniye, 1 gün 24 saat yani 86.400 saniye, 1 yıl 365 gün yani 31.536.000 saniyeye tekabül eder (Ay için hiç hesaplamadım çünkü 1 aydaki gün sayısı değişebiliyor). Takvim olarak ise dünyanın genelinde Gregoryan Takvimi kullanılır. Bu takvime güre 1 yıl 365 günden 6 saatten oluşur. Bu fazladan 6 saat ise 4 sene birikerek, 4. seneden sonra Şubat ayına eklenir; dolayısıyla Şubat 28 gün çekecek yere 29 gün çekerken, o sene de 365 günden 366 güne çıkar. Horoloji ise zaman tutma ve gösterme bilimidir. Tarihte kronometri biliminin gelişimi; yıldızların hareketini ve varlığını incelenmesi ve dünyanın denizler üzerinden keşfi (örneğin; Ferdinand Magellan, Thomas Cook, Kristof Kolomb) sayesinde olmuştur.
Çok şey olduğu için ve (itiraf etmemiz gerekir ki) bunları anlamakta ve yaymakta çabalamadığımız için zaman üzerine bazı bilgiler vermeye çalıştık. Umarım zaman üzerinde araştırma yapmak isteyen arkadaşlar için bu bilgiler bir başlangıç olur. Aslında bu yazıda bildiğimiz mutlak zaman ve göreceli zaman üzerine kısa bir bilgi vermeye çalışacağız.
Newton yaklaşımına göre zaman mutlaktır; gözlemcinin hareketi, olayın o an oluşmasını etkilemez. Yani evrendeki her şey için zaman kavramı mutlaktır; evrendeki herşey aynı zamanı hisseder.
Einstein yaklaşımına göre zaman görecelidir; evrendeki birşey ışık hızına yaklaşmışsa ve/veya etrafında ağır bir yerçekimi alanına tabiyse, o şeyin üzerindeki gözlemci zamanı daha yavaş hissedecektir. Örneğin, dünyadan ışık hızında uzaya gidip-gelen bir astronot, zamanı yavaş hissettiği için, yaşlandığı anda dünyaya dönünce kendi nesli de dahil kendisinden sonraki bir kaç sonraki neslin yaşayıp öldüğünü görecektir.
Newton yaklaşımı ile Einstein yaklaşımı birbirinden kopuk kavramlar değildir. Aslında, Newton yaklaşımı, Einstein yaklaşımının bir varyasyonudur. Yani, ne zaman ki ışık hızlarının çok çok altında ve yerçekimi alanının çok çok düşük olduğu gezegenlerde (örneğin, dünya) yaşarsınız, o zaman Newton yaklaşımı doğruluk kazanır.
Son olarak internette bulduğum, doğru olup olmadığını bilmediğim, ancak zamanı yavaşlatmak için iyi bir ipucu olduğunu düşündüğüm şu bilgiyi de sizlerle paylaşmak istiyorum:
Yere yakın yerlerde yaşayın; çünkü yere yaklaştıkça dünyanın merkezine yaklaşır, yerçekimi arttığı için zamanı daha yavaş hissedersiniz. Dolayısıyla, gökdelenlerden, apartmanlardan çıkın; tek katlı evlerde yaşamaya özen gösterin.
Daha ileriki bir zamanda, “zaman” kavramını daha iyi anlayabilmek ve anlatabilmek niyetimle…