İslam ülkelerini aynı çatı altında toplamak amacıyla kurulan bir örgüt düşünün. 4 farklı kıtada 57 üye ülke ile oluşturulan İslam Konferans Örgütü… Daha sonra alınan kararla ismi değiştirilen ve çalışmalarına İslam İşbirliği Teşkilatı adıyla hizmet vermeye devam eden örgüt, kuruluş amacı doğrultusunda çok önemli işlere imza atmıştır desem de inanmayın…
25 Eylül 1969’da Fas’ın başkenti Rabat’ta toplanan örgüt, İslam dünyasının çıkarlarını korumak amaçlı bazı çalışmalara imza atsa da ortak ses çok da güçlü çıkmamıştır her zaman için…
Afganistan, Arnavutluk, Azerbaycan’dan tutun da Endonezya, Filistin, Gine Bissau’ya, Guyana, Irak, Katar’dan tutun da Kırgızistan, Pakistan, Sierra Leone’ye hatta Surinam, Suudi Arabistan, Togo’dan tutun da Tunus, Uganda ve Yemen’e kadar birçok ülkeyi içerisinde barındıran bir teşkilat düşünün.
Afganistan’a saldırılır, güçlü bir ses yok, Filistin tüketilir yavaş yavaş, bir tepki yok, Sudan aç yatarken, Suudi Arabistan şişkinlikten uyuyamaz, Uganda kırılırken Katar dimdiktir, Yemen karışırken teşkilatın içindeki İran çanak tutar bu duruma… Ne kadar acı değil mi?
Ve son olarak Suudi Arabistan’a bir parantez daha açıyoruz. Müslümanların ‘kırmızı çizgimiz’ dediği Kudüs konusunda, İsrail zulmüne karşı koyduğu cılız tepkinin ardından yine Türkiye‘nin çağrısı üzerine Kudüs için bir araya gelen teşkilata katılım göstermeyen Suudi Arabistan’a…
Müslümanlar için yapılması gereken onca şey, atılması gereken onca adım varken ABD ile yapılan silah anlaşmasıyla gündeme gelen, ılımlı İslam’a geçiş güzellemeleri yapan Suudi Arabistan’a…
Milyonlarca aç müslümanı doyurmak için çalışmak yerine, müslümanı müslümana kırdıranlara karşı koymak, Arap yarımadasında abilik yapmak yerine, kaosa katkı yaparak Yemen’in başkenti San‘a’yı vuran Suudi Arabistan’a…
Soruyoruz: Amacınız nedir?